Piribaba Kültür ve Dayanışma Derneği tarafından düzenlenen Kerbela’da şehit edilen İmam Hüseyin’i ve 72 yakınını anma programında konuşan Dernek Başkanı Cengiz Doğmuş, “Her yıl olduğu gibi bu yılda matem orucumuzu sessiz sedasız, gösterişsiz, israfsız, kimsenin oruç tutup tutmadığını sorgulamadan, kimseyi oruç tutmadığı için dışlamadan, dinsiz ve inançsız ilan etmeden büyük bir hoş görü ve tevazu ile 12 günlük “matem” orucumuzu tamamladık. Oruç tutan, tutmayan tüm canlarla beraber kardeşliğimizi selamlıyorum. Biz tüm dünya halklarıyla biriz canız” dedi.
Aleviliği, demokrat, laik ve çağdaş dünya görüşü, bir yol, bir yaşam biçimi olarak algıladıklarını da söyleyen Merzifon Piribaba Kültür ve Dayanışma Derneği Başkanı Cengiz Doğmuş, “Bizler İmam Hüseyin ve 72 canı katleden Yezid’e ve onun yolundan gidenlere lanet okurken; Hz. Ali’nin buyurduğu gibi: “Bin kere mazlum olsak da bir kere zalim olmayacağız” sözlerine sıkı sıkıya bağlıyız.
Bizler Kerbelalaşan coğrafyalardaki acıları, savaşları, açlıkları, zorunlu göçleri ve işkenceleri, yaşayan mazlum ve mağdurları İmam Hüseyin, bütün bu kötülüklerin sorumlularını da Yezid olarak görüyoruz.
Kerbela’da İmam Hüseyin bize despotluğa ve zulme biat etmemeyi, Yezid’e boyun eğmemeyi öğretirken; hak, adelet ve insanlık için direnme erdemini de kazandırmıştır.
Bizler Aleviliği; Demokrat, laik ve çağdaş dünya görüşü, bir yol, bir yaşam biçimi olarak algılıyoruz. Her insanı olduğu gibi sever sayar ve “insan-ı kamile “ niyaz ederiz. Eline, diline, beline sahip olmaya özen gösteririz.
Paylaşımcılığın temeli “Biz” demesini bilmektir. “Ben-sen yokuz, biz varız.” diye düşünürüz.
Bizim varlık nedenimiz “benim ile senin” gelişmemiz içindir.
Kimseyi; dini, dili ve ırkıyla değerlendirmeyiz, her insanın düşünce ve inanç özgürlüğüne saygı duyarız.
Devletin’de inançlar üstü kalmasını isteriz. Bu bizim geçmişten gelen laiklik anlayışımızın özüdür. Bu nedenle din işlerinin, devlet işlerinden ayrı tutulmasını savunuruz.
Toplumun düşünce özgürlüğüyle gelişeceğine inanır, insanların düşünceleri nedeniyle cezalandırılmasını istemeyiz” dedi.
Doğmuş, yaptığı konuşmanın devamında; “Cumhuriyetimizin 100.yılını geçtiğimiz bu günlerde; hukukun üstün olduğu, gerçekten laik ve demokratik düşünceye sahip, farklı inançların kendilerini özgürce ifade edebildikleri, farklılıkları nedeniyle dışlanmadıkları, yakılmadıkları, işkenceye tabi tutulmadıkları, yargısız infaz edilmedikleri bir Türkiye’de, emeğin politikacıya, üçkağıtçıya, namussuza peşkeş çekilmediği, siyasetin hukuka egemen olmadığı, yurttaşlığıyla bütün bireylerin onur duyduğu, ülkenin derdinde, sıkıntısında, vergisinde, askerliğinde ortak olan bireylerin, devletin olanaklarından da ayrımsız ve eşit olarak yararlandığı bir Türkiye’de yaşamak hepimizin ortak temennisi ve arzusudur.
Değerli Canlar sözlerime son verirken, yaşanmış ve hala yaşanmakta olan tüm zulümlerin ve acıların son bulması için, Kerbela’da yitirdiğimiz İmam Hüseyin ve 72 yakını için, Maraş’ta, Çorum’da, Sivas’ta, Gazi’de, Gezi’de, Ankara Gar Meydanı’nda, Suruç’ta yitirdiğimiz canlarımız için zalimlerin zulmüne karşı tuttuğumuz matem oruçlarımız, paylaştığımız lokmalarımız kabul ve makbul ola, Hak dergahına yazıla” ifadelerine yer verdi.
