1 Mayıs Emek ve Dayanışma Günü tüm Türkiye genelinde olduğu gibi Merzifon’da da düzenlenen programla kutlandı.
Cumhuriyet Meydanı Atatürk Anıtı önünde Merzifon Demokrasi Platformu tarafından organize edilen kutlama programına Belediye-İş, KESK ve Tüm Köy Sen’e üye işçi ve memurlar katılırken, Belediye Başkanı Alp Kargı, CHP İlçe Başkanı Hasan Caba, Belediye Başkan Yardımcıları M. Tuncer Basmacı, Mustafa Atak, Burcu Turan, ADD Şube Başkanı Özkan Atal, CHP Merzifon İlçe Gençlik Kolları Başkanı Fatih Efecan Sevindik de destek verenler arasında yer aldı.
Düzenlenen programda basın açıklamasını Belediye İş Sendikası Merzifon İşyeri Temsilcisi Gamze Ceylan okudu.

Gamze Ceylan basın açıklamasında, “Biz bu ülkenin tüm değerlerini ve güzelliklerini üretenleriz. Biz işçileriz, kamu emekçileriyiz, üretici köylüleriz, Anayasal haklarını kullanırken hukuksuz bir şekilde göz altına alınan tutuklanan öğrencileriz. Biz güvencesiz ve esnek çalışmayla emeği sömürülen, erkek şiddetiyle yaşamdan koparılan kadınlarız. Bir taraftan da eş değer işe eşit ücret için, diğer taraftan bedenimiz üzerinden yürütülen her türden ataerkil tahakküme karşı mücadele edenleriz. Biz tüm renklerimiz ve farklılıklarımızla Türkiye’yiz. Biz hayat pahalılığına, yoksulluğa, işsizliğe, geleceksizliğe mahkum değiliz. Biz, ürettiğimiz değerlerin hepimizi insanca yaşatmaya yeteceğini biliyoruz. Yeter ki ürettiğimizi adaletli bölüşelim; yeter ki az kazanandan az, çok kazanandan çok vergi alınsın; yandaş şirketlerin vergileri sıfırlanmasın. Biz bu ülkenin kaynaklarının herkese yeteceğini biliyoruz; yeter ki çetelerin üzerine çökmesine müsaade edilmesin. Yeter ki ürettiklerimiz bir avuç mutlu azınlığa/sermayeye peşkeş çekilmesin, savaş ve rant politikalarına harcanmasın. Yeter ki ülkeyi yönetenler siyasi rakiplerini alt etmek için ülkenin döviz birikimini bir gecede harcamasın” dedi.

Türkiye’nin kaynaklarının herkesi insanca yaşatmaya yeteceğini de söyleyen Gamze Ceylan, “Bu ülkenin kaynakları hepimizi insanca yaşatır. Yeter ki demokratik haklarımızı kullanabilelim; yeter ki sendikalı olabilelim, grev hakkımızı kullanabilelim; yeter ki itiraz edenin, hakkını savunanın kapısına gece yarısı kimse dayanmasın! Biz barış içinde kardeşçe yaşamasını, adaletli biçimde bölüşmesini biliriz; yeter ki koltuğunu, servetini ve sömürü düzenini korumak için birileri gölge etmesin, ayrımcılık yapmasın. Biz çocuklarımıza umutlu onurlu bir gelecek bırakabiliriz; yeter ki çocuklarımız okullarına aç gitmesin; yeter ki mülakat ve arşiv taramaları ile kamuya alımlarda yandaşlık yapılmasın, liyakat esas alınsın, öğretmenler bir gecede sürgün edilmesin; yeter ki diplomalar bile tek kişinin emriyle iptal edilemesin. OHAL KHK’leriyle kazanılmış haklarımız gasp edilmesin. Biz barışı ve adaleti bu topraklara hakim kılabiliriz; yeter ki bir avuç ayrıcalıklı kesim dışındaki herkes için ülkemizin bir açık hava hapishanesine dönüşmesine izin vermeyelim” diye konuşu.

Ceylan, basın açıklamasının devamında; “1 Mayıs’a işçi sınıfı ve emekçi halkımızın kazanımlarına yönelik saldırıların artarak devam ettiği, en temel hak ve özgürlüklerimizin açıkça tehdit altında olduğu, ekonomik krizlerle, halkımızın büyük bir cendere içine sokulduğu, hukuk güvenliğinin kalmadığı, hukukun, adaletin, ayaklar altına alındığı, demokrasiye darbe yapıldığı, haksızlıkların, hukuksuzlukların her geçen gün vicdanları sızlattığı bir dönemde giriyoruz. Art arda gelen siyasi operasyonlar ve demokratik haklara yönelik saldırılar yalnızca işçi ve emekçileri değil, başta üniversite ve lise gençliği olmak üzere toplumun geniş kesimlerini hedef alıyor. Halkın oyuyla seçilen belediye başkanları hukuksuzca hapse atılarak halk iradesine darbe yapılıyor. Ülkemizin aydınları, sanatçıları, gazetecileri her gün akıl almaz suçlamalarla karşı karşıya kalıyor. İktidarın muhalif gördüğü herkes potansiyel suçlu haline gelirken, ortada suç olmasa dahi cezadan kurtulamıyor; buna karşılık gerçek suçlular, elini kolunu sallaya sallaya ortada dolaşıyor. Açlıkla, yoksullukla, barınma kriziyle boğuşan emekçiler ve emekçi halkımızın sofrasına koyduğu ekmek her gün küçülüyor. Örgütlenme, ifade özgürlüğü önündeki engeller, hukuksuzluklar emekçilerin hak aramasını engelliyor. Grevler, “erteleme” adı altında yasaklanıyor. Emekçilerin, vergi sistemindeki adaletsizliklere yönelik itirazları dikkate alınmıyor.

Biz özgürce yaşayabiliriz; yeter ki tek kişinin değil, hepimizin, söz ve karar sahibi olduğu bir düzeni kuralım! Yeter ki gazetecileri, sendikacıları, sanatçıları, akademisyenleri, belediye başkanlarını, siyasi rakiplerini, gençlerini hapse doldurarak iktidarını korumaya çalışanlara, kayyım zihniyetiyle ülkeyi yönetmeye çalışanlara kimin büyük olduğunu gösterelim. Biz emeğin, demokrasinin, adaletin, barışın, eşitliğin, özgürlüğün ve kardeşliğin egemen olduğu bir ülkeyi kazanacağız! Yeter ki birlik olalım ve mücadele edelim. Yeter ki tek başına olmadığımızı bilelim, kurtuluş için hep beraber olalım. 1 Mayıs Birlik, Mücadele ve Dayanışma Günü’nde ülkemizin dört bir yanındaki meydanlarda tek bir slogan etrafında bir araya gelelim: Biz kazanacağız! Biz bu ülkenin tüm değer ve güzelliklerini üreten milyonlar bu ülkenin gerçek sahipleriyiz. Biz örgütlü olduğumuzda, birlik olduğumuzda, bizden büyük güç yok. O nedenle bir avuç sermaye ve iktidar sahibi kaybedecek; biz kazanacağız, halk kazanacak. Biz kazandığımızda ülkeyi ucuz işgücü deposu ve yerinden yurdundan ettikleri milyonlarca çaresiz sığınmacı için hapishane haline getirmek isteyen emperyalistler kaybedecek; ama halk kazanacak. Biz kazandığımızda her alanda ayrımcılığı ve cinsiyetçiliği normalleştirmeye çalışanlar kaybedecek ama eşitlik kazanacak. Biz kazandığımızda, demokrasi kazanacak, adalet kazanacak, barış kazanacak, kardeşlik kazanacak, emek kazanacak, bu ülke, bu halk kazanacak!” ifadelerini kullandı.

Merzifon’da düzenlenen kutlamalar, emekçilerin taleplerini yüksek sesle dile getirdiği, dayanışma ve birlik vurgusunun öne çıktığı anlamlı bir güne sahne oldu. Katılımcılar basın açıklamasının ardından halay çekerek 1 Mayıs Emek ve Dayanışma Gününü doyasıya kutladılar.