Amasya Gönüllü Kuruluşlar Birliği (GÖKBİR) Platformu Başkanı Serdal Benli Gönüllü Kuruluşlar Birliği Platformu'nun çağrısıyla Gazze'deki ateşkes sebebiyle Yavuz Selim Meydanında basın açıklaması ve dua programı gerçekleştirildi.
15 aydır Gazze halkını katliamlarla sindirmeye çalışan Siyonist çete müttefiki ABD tarafından yapılan açıklamaya göre ateşkesi kabul etmek zorunda kalarak direnişe boyun eğdi. 15 aylık süreçte Gazze halkı ile küresel dayanışma içinde olan dünya halkları bu gelişmeyi sevinçle karşılarken Gönüllü Kuruluşlar Birliği Platformuna bağlı STK temsilcileri ve Amasya halkı da Gazze’deki ateşkes sebebiyle Yavuz Selim Meydanında bir araya geldi.
Programın açılış konuşmasını yapan Amasya İHH Başkanı Serdal Benli, ateşkesle her şeyin bitmediğini ve direnişin yeni bir boyut kazandığını belirterek hayata iman boyutuyla bakamayanların Gazze’deki ateşkesi zafer olarak görmelerini beklemediklerini; bundan sonraki süreçte Gazze için meydanların terk edilmemesi gerektiğini; bu davanın uzun bir mücadele istediğini ifade etti. Teşrik tekbirlerin getirildiği ve sloganların atıldığı programda basın açıklamasını okuyan Amasya İHH yönetim kurulu üyesi Fatih Akgül, Gazze’deki ateşkesin Siyonistler için bir zillet, Gazze için bir zafer olduğunu belirterek şu hatırlatmada bulundu; “Gazze’deki savaşın bitirilmesi için bir ateşkes formülü oluşturulmuş olsa da siyonist işgalden kaynaklanan tehlike ve tehdit son bulmuş değildir. Küresel emperyalizmin ona yardım ve desteği de devam ediyor. Buna karşı bizim de küresel mücadelemizin, küresel intifadamızın sürmesi gerekir. Bugün hamd ve şükretme günüdür. Dünya gözüyle bu mutluluğu yaşamak büyük bir kıvançtır. Afganistan zaferinin ardından Şam'ın fethi ile ayağa kalktık ve Gazze'den gelen son haberle bir kere daha ümmet gücünü bütün dünyaya haykırdı. 15 aydır direnişle dünyanın vicdanını ayağa kaldıran Gazzeli kardeşlerimizi selamlıyoruz. Bugün buraya 15 aydır sürdürdüğümüz dayanışma eylemlerini tebrik eylemine dönüştürmek için toplandık. Gazze bugün 15 aylık vahşete rağmen dimdik ayakta zalimler ise zelil olmuş durumdadır. Netanyahu'nun anlaşmaya karşı çekimser tavır takınması, Siyonistlere karşı bile oldukça zor bir durumda kaldığını göstermektedir. Siyonist çete bu anlaşmayı mecburen kabul etmiştir. Sadece ABD'nin baskısı sebebiyle değil kendi zilletleri yüzünden ateşkesi kabul etmek zorundalar. Siyonizm hiçbir şekilde sözünde durmamaktır. Ateşkesi kabul etmek zorunda kalmaları hain ve katil oldukları gerçeğini değiştirmez. Ateşkese giden süreçte katliamlarını sürdüreceklerini daha önceki süreçlerden biliyoruz. Hamas'ın karşısında zelil olan Siyonist çetenin bu eylemleri zilletini derinleştirmiştir. 15 ay önce Aksa Tufanı’nı başlatan şehitlere selam olsun. O süreçte Netanyahu, Gazze'de bundan böyle Hamas'ın var olamayacağını ve esirlerin kurtarılacağını söylemişti. 15 ayın sonunda ise büyük bir mücadele ve şehitler ordusuyla Gazze direnirken Netanyahu hiçbir sözünü tutamadı. Bugün zelil bir şekilde Hamas'a yalvararak esirlerini geri istiyorlar. Zalimler kahrolmaya mahkumdurlar. Bundan sonra Hamas'ın varlık gösteremeyeceği iddiası ABD, Almanya, İngiltere başta olmak üzere tüm emperyalistler tarafından ifade edilirken bugün Hamas'ın varlığını tanımak zorunda kalıyorlar. Allah sabrederek direnenlere zaferi nasip ediyor. Az sayıdaki Müslümana zaferi nasip eden Allah'a şükürler olsun. Yaşanan bu gelişmeleri doğru bir perspektifle ele alırsak geleceğin nasıl ümmet tarafından inşa edileceğini görebiliriz. Neredeyse bir asırdır üzerimizde kurulan tasallutu kırmak için şehitler veriyoruz. Eğer ki İslami değerleri hayatımızın merkezine koyarsak bizim karşımızda durabilecek bir güç yoktur. Siyonist çetenin coğrafyamızda hiçbir geçerliliği olmadığını görmek için 15 aylık süreç yeter de artar bile. Bu yolda hepimiz beraber hareket etmenin önemini kavramalı ve Kitabın çizdiği istikamette yürüyüşümüzü sürdürmeliyiz.
Siyonist işgal rejimi Gazze’de 15 aydan fazla süre soykırım savaşını sürdürme cüreti gösterebildiyse, son saatleri de sonuna kadar değerlendirebilmek için ateşkes kararı alınmasına rağmen hâlâ küçük büyük demeden katletmeye devam ediyorsa tabii arkasında uluslararası siyonizm, onun arkasında da küresel emperyalizm olduğu için. Ama bu uluslararası siyonizm ve küresel emperyalizm de yenilmez değildir. Onları da yenebiliriz ve yenebilmeliyiz. Gazze’de birkaç bin mücahit, çağın en gelişmiş savaş uçaklarını ve teçhizatını kullanarak saldırılar düzenleyen emperyalist ittifakı diz çöktürmeye muvaffak olduysa bu da en başta Yüce Allah’ın yardımı ve yine O’nun lütfettiği kararlılık ve azim sayesinde olmuştur. Allah’a tevekkül, köşeye çekilip yardım gelmesini beklemek değil azimle çalışarak Allah’ın yardım edeceğine inanmak ve güvenmektir. Gazze’deki savaşın bitirilmesi için bir ateşkes formülü oluşturulmuş olsa da siyonist işgalden kaynaklanan tehlike ve tehdit son bulmuş değildir. Küresel emperyalizmin ona yardım ve desteği de devam ediyor. Buna karşı bizim de küresel mücadelemizin, küresel intifadamızın sürmesi gerekir. Bu mücadelenin en başında bilgilenme ve bilgilendirme yer almalıdır. Çünkü doğru tercih yapabilmek ve doğru karar verebilmek için doğru bilgiye ihtiyaç var. Unutmamak gerekir ki küresel emperyalizm ve uluslararası siyonizm Filistin halkının haklı mücadelesini karalama amaçlı medya savaşını sürdürecektir. Küresel intifadanın, global zulüm sistemine karşı mücadelenin bir cephesini bilgilendirme yani medya oluşturuyorsa bir cephesini de ekonomik tavırlar oluşturmalıdır. Tabii ki bunun en önemli faaliyeti de boykottur. Siyonist vahşete destek veren kurumları boykot konusunda duyarlılığın daha da yaygınlaşması için yürütülecek çalışmalarda herkes elinden geleni yapmalıdır. Boykot kişisel değil kitlesel tavırdır. Dolayısıyla sadece kendimiz boykot etmekle kalmamalı, bir ortak tavır oluşması için hatırlatmalarda bulunmayı da ihmal etmemeliyiz. Bizler Aksa Tufanı ile bütün zulüm coğrafyalarının özgürlüğüne kavuşabileceğini gördük. Allah'a hamdolsun ki 15 aydır bu meydandan Gazze'ye selam yolladık. Bu amellerimizin kabul edilmesini Rabbimizden niyaz ediyoruz. Gazze'deki kardeşlerimiz ateşkes sebebiyle sevinirken bizler de sevineceğiz. Direnişe destek vermek için her şartta yürüyüş ve eylemlerimizi de sürdüreceğiz. Gazze'yi asla unutmayacağız. Şuna kalpten inanıyoruz ki bir gün özgür Gazze'de kardeşlerimizle bir araya geleceğiz. Siyonistler yaşadıkları ezikliği sindirmeye çalışıyorlar. Siyonist çete yeryüzünden silinene kadar ezikliğiniz sürecek. Ümmetin kurtuluşu için elimizden gelen tüm gayreti sergileyeceğiz. Gazze ile büyüyen direniş ruhu bizleri ayağa kaldırdı, yürüyüşümüz Allah'ın izniyle bundan böyle devam edecek! Rabbimiz Mescid-i Aksa'nın kurtulduğu günde de burada buluşmayı bizlere nasip etsin." dedi. Okunan basın açıklamasının ardından Diyanet-Sen Amasya Şube Başkanı Mehmet Topal’ın başta Gazze olmak üzere tüm mazlum coğrafyalardaki Müslümanların kurtuluşu için yaptığı duayla program sona erdi.
Haber Merkezi
Programın açılış konuşmasını yapan Amasya İHH Başkanı Serdal Benli, ateşkesle her şeyin bitmediğini ve direnişin yeni bir boyut kazandığını belirterek hayata iman boyutuyla bakamayanların Gazze’deki ateşkesi zafer olarak görmelerini beklemediklerini; bundan sonraki süreçte Gazze için meydanların terk edilmemesi gerektiğini; bu davanın uzun bir mücadele istediğini ifade etti. Teşrik tekbirlerin getirildiği ve sloganların atıldığı programda basın açıklamasını okuyan Amasya İHH yönetim kurulu üyesi Fatih Akgül, Gazze’deki ateşkesin Siyonistler için bir zillet, Gazze için bir zafer olduğunu belirterek şu hatırlatmada bulundu; “Gazze’deki savaşın bitirilmesi için bir ateşkes formülü oluşturulmuş olsa da siyonist işgalden kaynaklanan tehlike ve tehdit son bulmuş değildir. Küresel emperyalizmin ona yardım ve desteği de devam ediyor. Buna karşı bizim de küresel mücadelemizin, küresel intifadamızın sürmesi gerekir. Bugün hamd ve şükretme günüdür. Dünya gözüyle bu mutluluğu yaşamak büyük bir kıvançtır. Afganistan zaferinin ardından Şam'ın fethi ile ayağa kalktık ve Gazze'den gelen son haberle bir kere daha ümmet gücünü bütün dünyaya haykırdı. 15 aydır direnişle dünyanın vicdanını ayağa kaldıran Gazzeli kardeşlerimizi selamlıyoruz. Bugün buraya 15 aydır sürdürdüğümüz dayanışma eylemlerini tebrik eylemine dönüştürmek için toplandık. Gazze bugün 15 aylık vahşete rağmen dimdik ayakta zalimler ise zelil olmuş durumdadır. Netanyahu'nun anlaşmaya karşı çekimser tavır takınması, Siyonistlere karşı bile oldukça zor bir durumda kaldığını göstermektedir. Siyonist çete bu anlaşmayı mecburen kabul etmiştir. Sadece ABD'nin baskısı sebebiyle değil kendi zilletleri yüzünden ateşkesi kabul etmek zorundalar. Siyonizm hiçbir şekilde sözünde durmamaktır. Ateşkesi kabul etmek zorunda kalmaları hain ve katil oldukları gerçeğini değiştirmez. Ateşkese giden süreçte katliamlarını sürdüreceklerini daha önceki süreçlerden biliyoruz. Hamas'ın karşısında zelil olan Siyonist çetenin bu eylemleri zilletini derinleştirmiştir. 15 ay önce Aksa Tufanı’nı başlatan şehitlere selam olsun. O süreçte Netanyahu, Gazze'de bundan böyle Hamas'ın var olamayacağını ve esirlerin kurtarılacağını söylemişti. 15 ayın sonunda ise büyük bir mücadele ve şehitler ordusuyla Gazze direnirken Netanyahu hiçbir sözünü tutamadı. Bugün zelil bir şekilde Hamas'a yalvararak esirlerini geri istiyorlar. Zalimler kahrolmaya mahkumdurlar. Bundan sonra Hamas'ın varlık gösteremeyeceği iddiası ABD, Almanya, İngiltere başta olmak üzere tüm emperyalistler tarafından ifade edilirken bugün Hamas'ın varlığını tanımak zorunda kalıyorlar. Allah sabrederek direnenlere zaferi nasip ediyor. Az sayıdaki Müslümana zaferi nasip eden Allah'a şükürler olsun. Yaşanan bu gelişmeleri doğru bir perspektifle ele alırsak geleceğin nasıl ümmet tarafından inşa edileceğini görebiliriz. Neredeyse bir asırdır üzerimizde kurulan tasallutu kırmak için şehitler veriyoruz. Eğer ki İslami değerleri hayatımızın merkezine koyarsak bizim karşımızda durabilecek bir güç yoktur. Siyonist çetenin coğrafyamızda hiçbir geçerliliği olmadığını görmek için 15 aylık süreç yeter de artar bile. Bu yolda hepimiz beraber hareket etmenin önemini kavramalı ve Kitabın çizdiği istikamette yürüyüşümüzü sürdürmeliyiz.
Siyonist işgal rejimi Gazze’de 15 aydan fazla süre soykırım savaşını sürdürme cüreti gösterebildiyse, son saatleri de sonuna kadar değerlendirebilmek için ateşkes kararı alınmasına rağmen hâlâ küçük büyük demeden katletmeye devam ediyorsa tabii arkasında uluslararası siyonizm, onun arkasında da küresel emperyalizm olduğu için. Ama bu uluslararası siyonizm ve küresel emperyalizm de yenilmez değildir. Onları da yenebiliriz ve yenebilmeliyiz. Gazze’de birkaç bin mücahit, çağın en gelişmiş savaş uçaklarını ve teçhizatını kullanarak saldırılar düzenleyen emperyalist ittifakı diz çöktürmeye muvaffak olduysa bu da en başta Yüce Allah’ın yardımı ve yine O’nun lütfettiği kararlılık ve azim sayesinde olmuştur. Allah’a tevekkül, köşeye çekilip yardım gelmesini beklemek değil azimle çalışarak Allah’ın yardım edeceğine inanmak ve güvenmektir. Gazze’deki savaşın bitirilmesi için bir ateşkes formülü oluşturulmuş olsa da siyonist işgalden kaynaklanan tehlike ve tehdit son bulmuş değildir. Küresel emperyalizmin ona yardım ve desteği de devam ediyor. Buna karşı bizim de küresel mücadelemizin, küresel intifadamızın sürmesi gerekir. Bu mücadelenin en başında bilgilenme ve bilgilendirme yer almalıdır. Çünkü doğru tercih yapabilmek ve doğru karar verebilmek için doğru bilgiye ihtiyaç var. Unutmamak gerekir ki küresel emperyalizm ve uluslararası siyonizm Filistin halkının haklı mücadelesini karalama amaçlı medya savaşını sürdürecektir. Küresel intifadanın, global zulüm sistemine karşı mücadelenin bir cephesini bilgilendirme yani medya oluşturuyorsa bir cephesini de ekonomik tavırlar oluşturmalıdır. Tabii ki bunun en önemli faaliyeti de boykottur. Siyonist vahşete destek veren kurumları boykot konusunda duyarlılığın daha da yaygınlaşması için yürütülecek çalışmalarda herkes elinden geleni yapmalıdır. Boykot kişisel değil kitlesel tavırdır. Dolayısıyla sadece kendimiz boykot etmekle kalmamalı, bir ortak tavır oluşması için hatırlatmalarda bulunmayı da ihmal etmemeliyiz. Bizler Aksa Tufanı ile bütün zulüm coğrafyalarının özgürlüğüne kavuşabileceğini gördük. Allah'a hamdolsun ki 15 aydır bu meydandan Gazze'ye selam yolladık. Bu amellerimizin kabul edilmesini Rabbimizden niyaz ediyoruz. Gazze'deki kardeşlerimiz ateşkes sebebiyle sevinirken bizler de sevineceğiz. Direnişe destek vermek için her şartta yürüyüş ve eylemlerimizi de sürdüreceğiz. Gazze'yi asla unutmayacağız. Şuna kalpten inanıyoruz ki bir gün özgür Gazze'de kardeşlerimizle bir araya geleceğiz. Siyonistler yaşadıkları ezikliği sindirmeye çalışıyorlar. Siyonist çete yeryüzünden silinene kadar ezikliğiniz sürecek. Ümmetin kurtuluşu için elimizden gelen tüm gayreti sergileyeceğiz. Gazze ile büyüyen direniş ruhu bizleri ayağa kaldırdı, yürüyüşümüz Allah'ın izniyle bundan böyle devam edecek! Rabbimiz Mescid-i Aksa'nın kurtulduğu günde de burada buluşmayı bizlere nasip etsin." dedi. Okunan basın açıklamasının ardından Diyanet-Sen Amasya Şube Başkanı Mehmet Topal’ın başta Gazze olmak üzere tüm mazlum coğrafyalardaki Müslümanların kurtuluşu için yaptığı duayla program sona erdi.
Haber Merkezi